Monday, June 11, 2007

Ilıman sularda yüzen Şarkın çocuklarına!

Ilıman sularda yüzen Şarkın çocuklarına:
Sizinle anlaşabileceğimizi biliyoruz. Siz konuşmak istiyorsunuz. Bu medeni dünyaya dâhil olma isteğinizin bir göstergesi ve ehlileştirilebileceğinizin bir işareti. Seviniyoruz ve enerjimizin bir kısmını size yöneltiyoruz. Sizi olduğunuz gibi kabul etmek eğiliminde olan bazı liberalizm teorisyenlerinin tozpembe cümleleriyle algılamamızın mümkün olmadığını belirtmeliyim. Biraz sağınızın solunuzun düzeltilmesi, kaşlarınızın inceltilmesi (ama gerçekten kaşlarınız çok kalın!) cümlelerinizin tevile açık hale getirilmesi gerekiyor. Size güvenemiyoruz: Zira ruhlarınızdaki derin hesapların nesillere bölüştürülmüş olduğunu görüyoruz. O kadar derin bir hesabın içindesiniz ki siz bile farkında değilsiniz. Neticede Şarklısınız ve ruhlarınızın medeniyetin emsalsiz nimetlerinden istifade etmesi gayri kabil. Hesaplarınızın temelinde bize nüfuz etmek ve ıslah etmek olduğu malumumuzdur. Lakin biz önümüzdeki meselelere bakalım. Genişledikçe şahıslar üzerindeki hâkimiyetiniz azalıyor. Sizinle konuşuyoruz ve konuşma imkânımız artıyor. Vatansever evlatlarımız memleketinizdeki vazifelerinin içine sizi de aldılar. Kurumlarınızda yetiştirdiğiniz kompleksli ve “yaralı bilinç”lerin beyni üzerinde çalışmaktalar. En derin yaranız İslam’ın yanlış algılanması olduğundan, bu “özgür!” ve “bireyleşmiş!” çocuklarınız vatanseverlerimizle konuşmaya pek meraklılar. Biz de konuşmalarını istiyoruz. Yetiştirmeye çalıştığınız nesillere katkımızı inkâr edemezsiniz. İslam’da bir reform sürecinin olmayacağı ortada. Lakin bir reform varmış olmuş gibi davranmayı seven bir nesle katkımız olduğunu görüyorsunuz ve göreceksiniz. Dillerinin gelişmesine katkıda bulunuyoruz. Yumurta küfenizde civcivlerinizi ısıtıyoruz. Yakında renkli civcivlerin(m)iz olacak.
Onlar da medeniyetin nimetlerinden istifade etmek istiyorlar. Renklerin hepsini üzerlerinde taşımak istiyorlar. Bunları sevecenlikle karşılamak zorunda kaldıkça-çünkü onlar sizin çocuklarınız- keskin taraflarınız törpülenecek. Kentli olmaya başlayacaksınız. Kentli olduğunuz vakit dünyayı daha derin ve karmaşık hesaplarla ve de kararsız algılamaya başlayacaksınız. Bu çürümenin başlangıcı olacak. Bütün sosyal teorilerimiz bu sürecin sonunu bize bir matematik işlemi gibi vermektedir. Bu işlemin sonucunun medenileşme değil yıkım olduğunu da müsaadenizle ben söyleyeyim: Oyunun kurallarını siz değil biz koyuyoruz ve bu oyunu çok oynadık.
Efendim! Ne dediniz? Allah’ın da bir hesabı mı var? Benim bildiğim Newton’dan bu yana parmağını kımıldattığını gören yok!
Bu sözlerim ne anlama geliyor: Fikirlerini gizlemeden ve kartlarını açıkça ortaya koyan ve yenilmez bir medeniyete mensup demokrat ve liberal ve teyakkuzda bir Garp rasyonalitesi. Bilmem anlatabiliyor muyum?

No comments: