Wednesday, June 11, 2008

Çingiz (Cengiz) Aytmatov Öldü

Dün (10 Haziran) Cengiz Aytmatov hakkın rahmetine kavuştu. Günlüğümün sayfalarını karıştırdım. 5 Mart 1999. Cemile. Okuduktan sonra üç sayfa yazmışım. "Cemile ve Danyar, yürüyor, bozkırın yağmur sonrası kabaran topraklarında. Binlerce yılın öykülerini saçıyor rüzgar, ve Danyarın sesi..." Ya gerçekler hayal olsa(uyansam aniden), ya da hayaller gerçek olsa".
Okuduktan sonra yaşadığım hayattan duyduğum tiksintiyi şimdi bile hissediyorum. Halbuki çok sade ama bir o kadar kelimeye dökülmemiş bir hikayedir Cemile. Boşlukları fazlasıyla doldurmuş olmalıyım.
"Elveda Gülsarı", "Toprak Ana" yine aynı dönemde okuduklarım. İkinci Dünya Savaşı değişen toplum ve garip, şaşkın ihtiyarlar.
99 baharında Kırgız Devlet Tiyatrosunun "Cengiz Han'a Küsen Bulut" oyununu izlemiştim. Sovyet döneminde Aytmatovu'un romanına koymadığı bir kısım. "Gün Olur Asra Bedel" in bir bölümü olarak yazmış vaktiyle. Mankurt efsanesi kültürel değişmenin, özünden kopmanın, yabancılaşmanın en özet hikayesi olarak duruyor."Gün Olur Asra Bedel" bana bozkır denen garip büyülü sessiz ama Kazangaplı, Adigeyli bir dünyanın kapısını açmıştı. Sarı Özek bozkırı. Doğudan batıya, batıdan doğuya gelip geçen trenler ve ortasında bir istasyon.
Aytmatov'da içimi sızlatan temel konulardan biri, klasik kültürle büyümüş ihtiyarların yeni dönemdeki uyumsuzlukları ve hayal kırıklıklarıdır. Bu tema "Beyaz Gemi" de zirveye çıkar ve çocukluğun saf dünyasıyla birleşir. Beyaz Gemi, benim kişisel tarihimi bulduğum ve büyümenin neden acı verici olduğunu öğrendiğim kitaptır. 20 yaşımda geriye dönüp çocukluğumu okuduğum fikrine kapılmıştım. Herhalde çocukluğunu unutmayan herkes böyle düşünmüştür sanıyorum, tabi geleneksel bir ortamda büyümüşse.
Aytmatov 20. yüzyılın dünya edebiyatına çok katkıda bulunan büyük bir Kırgız yazarıdır. Onun kitaplarına bigane kalmayan nesiller kendilerini bulacaklardır. Benim üzerimde çok hakkı vardır. Allah rahmet eylesin.