Monday, June 11, 2007

Bakındı Hele Yaptığınıza!

Medeniyeti hazmedemeyen bir topluluktan bahsedilecekse Şarkın iflah olmaz toplulukları örnek olarak verilebilir. Şanlı Amerikan ordularının asrın diktatörünü devirmesinden sonra Irak’ta dikmeye çalıştığı demokrasi fidanının en önemli kollarından biri olan basın ve fikir özgürlüğü bugün ehemmiyetli bir meseledir. Demokrasinin en büyük nimet olduğunun anlaşılabilmesi için şanlı Amerikan ordusunu seferber etmemiz herhalde bu konuya verdiğimiz ehemmiyeti ortaya koymaktadır. Lakin bugün bütün çabalara rağmen Irakta basın ve fikir özgürlüğü tehdit altındadır. Bunu, siz doğuluların atıl zihniyet kodlarıyla izah etmek mümkün görünse bile müşfik ve adil ordumuzun bulunduğu bir yerde, üstelik kutsal misyonunun demokrasi olarak bilindiği ve kabul edildiği bir durumda başka sebepleri de irdelemek gerekmektedir. Bunlardan birincisi komşu ülkelerdeki melez demokrasimsiliklerin yetersizliklerinin farkında olmayıp mevcut geçici olağanüstü durumu suiistimal etmeleridir. Biri Türkiye, diğerleri bir takım körfez ülkeleri olan bu tarihsiz(hadi zayıf tarih şuuruna sahip) modernleşme tecrübeleri, yüksek insanlık ideali peşindeki Amerikan medeniyetinin çabalarının akamete uğraması için içten içe çaba göstermektedirler. Özellikle Katar merkezli El-Cezire’nin yayınları neredeyse yaptıklarımızın cinayet ve yıkımdan başka bir şey olmadığını ileri sürebilecek kadar cüretkâr içeriktedir. Neyse ki El-Cezire’nin Iraktaki basın faaliyetlerine nihayet verildi de Irak’ta gerçeklerin insanlığa duyurulması mevzu-u kirlilikten kısmen azad edildi. Fakat bunun yetmediği ortadadır. Nitekim El-Cezire uydudan Amerikanca yayına başlamış olup mezelletlerine ana dilimizde devam etmektedir. Bu çaba açıktan medeniyet düşmanlığının ideolojik bir veçheye döküldüğünü göstermektedir ki hükümetimizin acilen mes’eleye müdahalesi gerekmektedir. Basın yayın yoluyla modern medeniyeti tezyif ve tahkir suçunun bir cezası olmak gerekmez mi sorarım? Üstelik üj-bej Arap’ın bu suçu Franka Lingua olan Amerikanca’da irtikâp etmeleri izan ve insaf sınırlarını zorlamaktadır. Bir diğer örnek Türkiye’de çekilmiş “Kurtlar Vadisi Irak” filmidir. Kamuoyunda Amerikan imajını yerle bir eden ve asil askeriyemizi olmadık suçlamalarla istinkâf eden bu film medeniyetin kapitalist mükemmelliğinin nadide bir üretimi olmasına rağmen Amerikalıları dilhun eden bir filimdir. Bizden transfer ettiğiniz sinema san’atını bu şekilde kullanmanızı haşyetle ve de teessüfle izliyoruz. Sinemayı en çok iptidai kültürünüzün âleme faş edilmesi için kullanmanız gerekirken kalkıp Amerikan değerlerine saldırmak için kullanmanız itidalle karşılanabilecek bir şey değildir. Hele hele “San’at işte kardeşim, niye bu kadar alınıyorsunuz!” gibi bahanelere sığınmanız geçerli bir izah değildir vesselam. Bu veçhesiyle basın ve fikir özgürlüğü yeni tanımlamalara açılmalıdır nitekim. Aksi takdirde medeniyetin nimetlerini bütün akvam-ı beşer olarak kaybetme tehlikesi içerisinde olacağız. Biz olmasak primitif bir şekilde solucanlar gibi kıvranmaya devam edecektiniz. Kurduğumuz bu mükemmeliyeti berhava etmenize müsaade etmeyeceğiz tabiî ki. Yeni müeyyideler ve fetihler yoldadır. Vaziyet bu haldeyken Irak’tan askerleri çekmemiz gerektiği gibi izandan uzak efkâra itibar etmemiz mümkün müdür?

No comments: